
Image by Stijn Swinnen, from Unsplash
Sinir Uyarım Tedavisi, Dayanıklı PTSD Semptom Azalması Sunuyor
Bir klinik deney, vagus siniri uyarımının, maruz kalma terapisiyle birleştirildiğinde, tedaviye dirençli hastalarda PTSD semptomlarını etkin bir şekilde hafiflettiğini göstermektedir.
Acelemi var mı? İşte hızlıca bilmeniz gerekenler:
- Vagus sinir uyarımı (VNS) tedavisi, dirençli vakalarda PTSD semptomatolojisini önemli ölçüde hafifletti.
- Miniaturize edilmiş cihaz, standart sistemlere kıyasla daha az yan etki oluşturdu.
- Araştırma katılımcıları, implante edilen cihazla ilgili yüksek memnuniyet ve minimum sorun bildirdiler.
Bir yeni araştırma, ağır ve tedaviye dirençli travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) yaşayan kişilere yardımcı olabilecek yeni bir tedavi yöntemi olan vagus sinir uyarımı (VSU) ile uzun süreli maruz kalma (USM) terapisinin birleşimini olumlu sonuçlarla göstermiştir.
Bu çalışma, PTSD tedavisi için yerleştirilen bir cihazı kullanma konusunda bugüne kadar yapılan en büyük klinik deneme olup, bu çiftli yaklaşımın sadece güvenli ve uygulanabilir olduğunu değil, aynı zamanda PTSD belirtilerinde uzun süreli, klinik anlamda önemli iyileşmeler sağladığını bulmuştur.
Miniaturize VNS sistemi (geleneksel implantlardan yaklaşık 50 kat daha küçük) terapi seansları sırasında aktive edildi ve beyne kısa elektrik darbeleri göndererek maruz kalma terapisinin etkilerini artırdı.
Dokuz katılımcı arasında, hiçbiri diğer tedavilere yanıt vermeyen, anksiyete, aşırı uyanıklık ve sosyal çekilme gibi PTSD belirtileri önemli ölçüde azaldı ve hiçbiri 12 seansın ardından PTSD tanı kriterlerini karşılamadı. İyileşmeler, terapinin sona ermesinin üzerinden en az altı ay boyunca devam etti.
Araştırmacılar, bu yaklaşımın etkinliğini, korku işleme ağlarındaki sinaptik plastisiteyi artırma yeteneğine bağlıyorlar.
Bazı hafif yan etkilerin, örneğin bulantı ve kötü uyku, bildirildiği; ancak ciddi advers olayların meydana gelmediği ve çoğu katılımcının tedaviyle memnuniyetini ifade ettiği görüldü. Cihaz, istenirse tedavi sonrasında da çıkarılabilir.
VNS’ye invaziv olmayan alternatifler mevcut olsa da, bunların sınırlı etkinlik gösterdiği görülmüştür. Önemle belirtmek gerekir ki, bu çalışma açık etiketliydi ve plasebo grubu olmadığı için, bulguları doğrulamak için gelecekte çift kör, randomize kontrollü bir deney yapılması gereklidir.
Yine de, sonuçlar, kronik PTSD’si olan ve çok az seçeneği kalan hastaların iyileşmesini güçlendirmek için VNS’nin etkileyici bir araç olduğu konusunda ikna edici bir durum sağlar.